23 Haziran 2011 Perşembe

Birazcık Mola

  Sabah güneşi güzele vururmuş sözde. Ben her sabah güneş yüzünden uyanıyorum. O keskin ışıkları gözümün içine giriyor. Sabahları hiçte güzel olmuyorum. Salyam akmış, gözlerimde
çapaklar,saçlarım birbirinin içine girmiş. Iyy kendimden tiksindim.Zorla kalkıyorum. Sıcak, güzel bir duş alıyorum. Hemen ardından kahvaltımı yapıyorum ve hazırlanmaya başlıyorum.İki gün için 
çok fazla bir şey almıyorum. Saat 11 olmuş bile. Son kez aynaya bakıp çıkıyorum. Badem, süt kardeşi Semih ve sevgilisi Dilara beni bekliyorlar arabada. Hemen oturuyorum 
ön koltuğa.Merhabalaştıktan sonra nihayetinde yola çıkıyoruz. Gittiğimiz yer Şarköy. Semih'in yazlığı.Yolda sohbet ederek ve iki kere mola vererek varıyoruz. Badem yoldan topladığı çiçekleri bana veriyor <3
  İlk önce alışverişimizi yapıyoruz bir güzel. Badem her zamanki gibi votka almak istiyor ama ben bira isteyince kıramıyor :) Eve gidince şok oluyorum. Sanki 10 senedir bir bok yapılmamış hatta yanından bile geçilmemiş.Biraz temizlik yapıyoruz.Karnım kazınmaya başlıyor dolabı açınca fark ediyorum ki her şeyi alan biz ekmek almayı unutmuşuz.Badem'le bakkala kadar gidiyoruz. Eve geldiğimizde çifte kumrular odaya geçmişler.Biraz gürültü yapmış olacağız ki geldiğimizi anlayıp çıkıyorlar. Dilara'yla başlıyoruz mantarları,biberleri soymaya.Etleri de şişe diziyoruz. Ay canım nasılda içecek soğuk bir şeyler çekti.Badem ve Semih kolayı lık lık içiyorlar ve ben daha içmeden bitiyor kola.s
    ''Semih ne aceleniz vardı da hemen bitti bu kola ?''
    ''Biz o kolayı içmek için almadık, bize şişesi lazım.''
    ''??!!'' 
    Nihayetinde mangalı yakmayı beceriyorlar.Benim hala canım soğuk bir şey istiyor. Bira açayım en iyisi.Salatamı yapıyorum bir yandan da soğuk soğuk İçiyorum. Badem nasıl gidiyor diye uğramadan yapamıyor.Hemen hemen her şeyi hazırlamışken geldi ve beni öptü.''Ne içtin sen ?'' dedi ve gözleri birayı aramaya başladı. Bulunca da 
''şimdi neden içiyorsun?'' diye birazcık kızdı.Semih'in çağırması üzerine odaya geçtiler.
    ''Aşkımmm..Aşkımmm..Aşkımm?? Ne yapıyorsunuz siz ? Mangal boşta kaldı.''
    ''Dışarı bakıyorduk lip.''
    ''Ne?''
    Hiç bir açıklama yapmadan mangalın başına geçtiler.İlk başta bir şey anlamadım. Sonrasında Badem'in ''maymuna gibiyim'' demesinin ardından kafama dank etti.Kavga çıkarmak istemediğim için sustum.
   Yemek hazır nihayet. Badem açtı nostalji müziklerini yine. Bir yandan içiyor bir yandan söylüyor. Sesini tek beğenen kişi olan ben, onu dinlemekten zevk alıyorum.
Sevmekten kim usanır?...
    Semih'le Dilara kendilerinden geçmişler. Badem de bana yaklaşıyor.Gözleri çok donuk ve yok edemediği bir gülümseme yüzüne hakim.
    ''Ben bir odaya gidiyim. Badem sende gelsene.''
    ''Tamam Semih.''
    Dilara ile beni baş başa bırakıyorlar.
    ''Rakı almaz mısın Lip?'' 
    ''Pek aram yoktur. Badem rakı pek sevmez, benim de alışkanlığım yok o yüzden.''
    Bir dene diyor ve bardağımı dolduruyor.Soğuk soğuk içiyorum. Boğazımdan geçerken hafif bir yanma oluyor ama sevdim ben bu rakıyı.''Ben bir lavaboya gidiyim.'' deyip kalkıyorum.
Aynada yüzüm şebeğe dönmüş.Gözlerim kan çanağı, yanaklarında anlamsız bir kızarma. 2 bira ve biraz da rakı mı beni böyle yaptı? Kapıyı kilitlemişim. Açmaya çalışıyorum, olmuyor. Hastittir.
Kilitli kaldım. Semih bağırıyor, ''Bütün gücünü ver kilide'' bende öyle yapıyorum ve açılıyor. Ben tam bir salağım. Neyse ki beni takan yok. Badem ve Semih'in yüzü benden de şebek.          Badem'in canı tatlı isteyince çıkıyoruz  . 
   ''Aşkım bu halde araba kullanamazsın!''
   ''Bir şey olmaz Lip.''
   ''Gece gece ne tatlısıymış bu?''
   ''Yatakta yakarız onu merak etme.''
   İlk açık gördüğümüz yerde duruyoruz. Kadayıf ve kurabiye sipariş veriyoruz. Hepimizin yüzünde boş ve anlamsız ifadeler. Ortada gülünecek bir şey yok ama biz kahkaha atıyoruz.Badem hepsini sildi süpürdü. Yetmedi benim tatlımın da yarısını yedi.Hesabı ödüyoruz ve arabamıza biniyoruz. Ben saçma sapan konuşuyorum. Badem de sadece ''Evet tatlım, bunu daha öncede anlatmıştın'' diyor.Eve girdiğimizde Dilara ile sofrayı topluyoruz. Badem beni Semih'te Dilarayı alıyor. Odalarımıza geçiyoruz.Siyah fırfırlı bir sütyen giydim.Badem öyle bir hale gelmiş ki gözü fırfır görmüyor.Yatağa yatıyor. Bende yanına sokuluyorum. Öpmeye başlıyor beni.Bir anda sıcak basıyor.Kolları vücudumu sarıyor ve soymaya başlıyoruz birbirimizi. Kulağıma bir şeyler fısıldıyor.Üstüne çıkıyorum.5 dakika sonrada arkasını dönüyor. Devam edecekti belki ama uyuyakalmışız.Saat 5 gibi uyanıyorum.Cam buharlaşmış ama ben üşüyorum. ''Ben ne giydim'' diye yorganı kaldırınca çıplak uyuduğumu fark ediyorum. Acaba Badem de öyle mi? Onun tarafa bakınca Badem in üstünde bir sabahlık olduğunu görüyorum. Gece üşümüş olacak.Öperek uyandırıyorum onu ve sabahlığı alıp üstümü örtüyorum. 
   Sabah sevişmesine bayılır Badem.Biz öpüşürken, bir örümceğin bizi dikizlediğini görüyoruz. Hiç şaşırmadım.
  
  LİPSTİCK

18 Haziran 2011 Cumartesi

Pasta, makarna ve daha niceleri..

    Bu aralar Süpürge ve yandaşları bizim grubu ne zaman görse selam veriyorlar.Bizim sizinle bir derdimiz yok demek istiyorlar herhalde.
    Badem'in ne zaman geleceğinden haberim yok. Benimle dalga geçiyor bu çocuk diye düşünmeye başlamışken, Aseton'nun ağzından zorla bilgi alıyorum.Badem, sınıfa çiçek yollayacak, ardından da çıkışa gelecekmiş. Ne yazık ki bütün okul bir ders öncesinden bırakılınca Badem'in de sürprizi
suya düştü. Ben tabii hiçbir şeyden haberim yok numarası yapıyorum. Badem'le konuşurken bana, ''git bak bakalım ben evde miyim ? Boş elle de gitme, kol böreği al'' diyor.
   Bende aynen dediğini yapıyorum. Kapıyı saçları dağılmış bir şekilde açıyor.
   ''Hoş geldin sevgilim. Mucukkkkk''
   ''Bir haber vermeni beklerdim aşkım.''
   ''Sürpriz yapacaktım sevgilim.''
   ''Gördük sürprizini.''
   İçeriye girince evde Samet in de olduğunu fark ediyorum. Neyse ki 3 tane börek almıştım.Samet börekleri lüplettikten sonra nihayetinde kalkıyor ve bizi baş başa bırakıyor.Çok sıkı sarılıyoruz. Biraz daha zorlasa içine alacak.
    ''Beni hiç bırakma Lip.''
    ''Bırakmam sevgilim.''
    Koltuktan yavaşça kaldırıyorum onu. Yatak odasına geçiyoruz. Hafif hafif öpüştükten sonra yavaşça üstünü çıkartıyorum. Sanki benim bunu yapmamı beklemiş gibi üstüme atlıyor ve hızlıca soymaya başlıyor beni. Üstümü çıkartırken her yerimi sıkıyor, canım acıyor ama bir şey belli etmiyorum. Ön sevişmeyi tam bitirmeyi hedeflerken dıııt dıııt mesajınız var! Hay senin dıtına..Pudra mesaj atmış. Eye liner'ın doğum gününü kutlamak için buluşacaktık. Badem'le çıkıyoruz hemen. Otobüste Eye liner la karşılaşıyoruz.
    ''Ben bir eve uğrayayım sevgilim. Sen Eye liner'la git ben hemen gelirim.''
    ''Tamam canım yolda dikkat et!''
    Koştur koştur eve giriyorum. 10 dk da hazır olup çıkıyorum evden.Buluşacağımız yere vardığımda Badem'in arkadaşlarının da burada olduğunu fark ediyorum.Emre'nin gözleri hep Eye liner'in üstünde. Bu durumu Badem bile fark ediyor ama yapılacak bir şey yok. Çünkü Eye liner'in uzun süreden beri ilk defa düzenli giden bir ilişkisi var.
   Pastamız geliyor, mumlar üfleniyor ve sohbet ortamı kuruluyor.
   Samet: Ya ben çikolatalı pasta sevmem, pek aram yoktur.
   Pudra: Çikolatayı mı sevmiyorsun? Bizde sevmesek keşke.
   Samet sözde sevmiyordu. Duy da inanma. Biz daha başlamadan tabağını sıyırdı.Hadi eve gidelim dediler. Samet hayatımda yediğim büyük olasılıkla da bir daha yiyemeyeceğim en kötü spagettiyi yaptı. Bizde ay yok yemeyelim bir tadına bakalım sadece deyip hepsini yedik.
  ''Bademciğim taksi çağır da eve gidiyim artık.Yarın sabahta erken kalkacağız.''
   ''Tamam bitanem siz inin aşağı hemen gelir zaten.''
   ''Peki sevgilim. Bu akşam arkadaşların sende mi kalacaklar?''
   ''Bilmiyorum sevgilim. Haber veririm.''
   ''Oldu o zaman hadi biz kaçtık. Mucuk mucuk''
    Eve gitmemle yatmam bir oldu diyebilirim. Bir ara yarı uyanık bir şekilde annemi gördüm.
   Anne, sınavım bugün iyi geçti ve sana söylemiştim ya Aseton da kalacağım diye, he işte o yarın.(Aslında Badem'leyim yarın ;))




LİPSTİCK
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...